Evet, ölümü tefekkür ediyorum. Ölüm denilen sey bes dakikalik bir acidir. Lakin hangi ölümle ölmek evladir. Asilmak mi, kesilmek mi, yoksa kursun veya gülle ile mi, yahud emrazdan biriyle mi ölmek kolaydir, onu düsünüyorum. Zira bu kalip eskidi. Yas altmis bese geldi. Bundan sonra yasamak benim icin iyi degildir. Bu hastaliktan aradan cikmis olsa idim, pek güzel olurdu. Lakin ne yapayim Ecel gelmemis...
Midhat Pasa
Midhat Pasanin lehinde ve aleyhinde -Türkce ve Fransizca- bircok yazilar ve hatta eserler de kaleme alinmistir. Dost ve düsman, onu zeki, hür fikirli cesur, caliskan ve yaratici bir kabiliyet sahibi oldugunda müttefiktir. Düsmanlari Saltanat Makamina hürmetsizliginden, diktatörlük yapmak istediginden ve hatta cumhuriyet fikri güttügünden baska ona bir töhmet isnat etmezler. Halbuki kismen muhayyel olan bu isnatlar sahih de olsa, Midhat Pasayi kücültecek seyler degildir. Bilakis onu büyültecek maddelerdir. Dostlari ise, onu idarede ve siyasette Sdahi olarak tanitmak isterler. Fakat hakikat sudur Midhat Pasa, esi az bulunan bir idare adami idi. Basinda bulundugu vilayetlerin ihtiyacini hemen kavrardi ve bu ihtiyaclari gidermek yollarini bulurdu. Samim bir inkilapci idi. Fakat siyasetle alakasi pek basitti. Denilebilir ki, o vadide cok kisa görüslü idi. Maglup olusu da bundandir, bu kusurundandir. Eger o, müfrit bir gurur sahibi olmasaydi, ruhlari ölcecek kadar sezis kudreti tasisaydi Osmanlinin son asri farkli olabilirdi. Midhat Pasanin nefsine pek fazla itimat tasimasi, muhitini ve karsilastigi kuvvetlerin derecesini tanimamasi hem kendini heder, hem memleketi mutazarrir etmistir.