Türk düsünce tarihinde, kültlesen portresiyle en kuvvetli tesirleri birakmis ve kendisinden sonraki nesillerin gözlerini, Ebüzziya Tevfikin tabiriyle, barika-i irfan gibi isigiyla almis olan Namik Kemal, ayni tarih icinde bir nevi Gogolün paltosu misali, farkli düsünce geleneklerinin öncülerinin pek verimli bir ilham kaynagi olmustur. Vatan mefhumunu modern anlaminda ilk defa onun kullanmis olmasi, Ernest Renana karsi Islamiyetin maarife mani degil, bilakis mürebbi oldugunu ispat icin hamiyet-i diniyesi ile müdafaaname yazmasi, Ne efsunkar imissin ah ey didar-i hürriyet Esr-i askin olduk gerci kurtulduk esaretden sayhasiyla heykellestirdigi hürriyet fikri, insanin hukuk-i tabiye ve zatiyesince aklen müsavatina halel verecek bir kaide muhaldir sözleriyle savundugu hukuk önünde esitlik ve nihayet anayasacilik fikirleri ve bu vadilerde kalem oynatmasi, bu etkinin basat sebepleridir. Diger yanda ise onun, elinizde tuttugunuz eserin müellifi Riza Nurun bir mektubuna göre, hicbir tereddnin görülmedigi muvazene icindeki sahsiyeti yer almaktadir. Ondan neset eden bu kuvvetli tesirle kendisini bulan öncüler arasinda en mühim yeri de yakin tarihimizin büyük smalarindan biri ve bahusus Türkcülük akiminin veld kalem sahiplerinden Dr. Riza Nur isgal etmektedir. Dolayisiyla Riza Nur, 1926 yilindan itibaren epey zahmete girip maddi-manevi refahindan feragat ederek hakkinda calismaya basladigi ve bunlarin sonucunda Türkbilik Revüsünün 1936 yilinda eski yaziyla Türkce olarak nesrettigi 6 nu.lu sayisini bütünüyle hasrettigi Namik Kemale, kendi tabiriyle onu yeniden saglamlayip daha iyi yasatmak sretiyle, borcunu ödemistir.
Dogu Kütüphanesi, Riza Nurun manevi evladi ve Türkcülük anlayisi haricinde Namik Kemale sevgi ve hürmet konusunda da onun siki bir muakkibi olan Nihal Atsiz Beyin, Namik Kemal icin yazilmis eserlerin en büyükleri arasinda saydigi bu muhalled eseri, ilk nesrinden 81 sene sonra yeni harflere aktararak Türk kütüphanesine ehemmiyetli bir hizmette bulunmustur.