Isinsu bu tiyatro eserinde de insani merkeze almistir. Yazildigi devrin siyasal ve sosyal sartlari geregince, aldatilan beyinler, sarsilan yuvalar, istismar edilen duygular, cikar iliskileri, samimiyetsizlikler, aradigini bulamamislar, buldugunu kaybetmislerin dramini bir arada görebiliyorsunuz.
Eserde, Ikinci Dünya Savasinin getirdigi bunalimli yillar ele alinmaktadir. Mehmet, bunalimin esiginde, bir cikmazin icindedir. Sürekli kendi kendine konusmakta, her bir problemi beynine saplanan igneler olarak degerlendirmektedir. Mutsuz bir aile cevresinde ve öz güven eksikligi icinde büyümüstür. Huzura, sevgiye, sevilmeye hasrettir. Bütün olanlara kendince cevap ararken, bir cikmaza dogru sürüklenen Mehmet, beyninde bir milyon ignenin acisi ile irkilmektedir.
Kimileri emekle, kimileri de emeksiz kazanmakta veya öyle kazandigini zannetmektedir. Mehmet tam bu cikmazlarla ugrasirken Rauf ve Selim adli iki Marksist gencle arkadas olur. Onlarla birlikte düzen degistirme kavgasina girer. Ihtilal yapacaklar ve bütün olumsuzluklari ortadan kaldiracaklar. Bu Mehmete mantikli gibi gelir. Yazar insan merkezinde; fikir ve fikirlerin celiskileri icerisinde, insan psikolojisini sorgular.
Isinsunun tiyatro eserlerinde dili kullanma yeterliliginin yaninda, tiyatro tekniklerini basariyla kullanmasi ve ele aldigi konular ile, alisilmisin disina cikarak, orijinaliteyi yakaladigini belirtmeliyiz. Dr. Giyasettin Aytas
