Evet, eminim. Yemin ederim ki, tek basina Sah Ismailin ordusuna karsi yürümekten korkmayan bu yigit kisi galip ordusunun ortasinda, kendisini ziyarete gelen birkac kisiden korkuyordu. Nicin Neden Merakla bekledim. Otagin perdesi acildi. Sessiz, gölge gibi üc kisi iceri girdi. Dimdik yürüyorlardi. Baslarina siyah sariklar sarmislar, omuzlarindan topuklarina kadar uzanan yine siyah cübbeler giymislerdi. Ücünün de ince kivircik sakallari altin rengindeydi. Gözleri garip bir isik ile parliyordu. Otagin ortasina kadar gelip durdular. Iki adim daha atsaydilar Selim Hanin gürzü baslarinda patlayacakti. Sultanda en tehlikeli anlarda görmedigim bir huzursuzluk fark ediliyordu. Dimdik oturmus, gözleri simsek cakiyordu.
Iclerinden biri koynundan bir kese cikartip, icinden ömrümde görmedigim büyüklükte, gayet kiymetli bir zümrüt tas aldi. Ilerleyip, zümrüdü Sultanin ayak bastigi yastigin üzerine birakti. Hilafsiz, bu tas iri bir yumurtadan daha büyüktü. Elci geri geri gitti ve selis bir Türkceyle Ey, Garbin en büyük Sultani Sana bu kiymetsiz hediyeyi Sark aleminin en kudretli sultani olan Efendim, Sahib-i zam...