Mezopotamya, insanlik tarihinin en eski, caginin en yüksek uygarliklarina ev sahipligi yapmis, modern hayatimizin son derece karmasik iliskileri icinde cogu zaman neden ve nasil ortaya ciktiklarini sorgulamadan varliklarini kaniksadigimiz bircok olgunun en yalin haliyle ilk kez ortaya konulmus oldugu yerdir. Anadolunun dogusundan kaynaklarini alan ve gectikleri yerlerden bünyelerine kattiklari akarsularla güclenerek yollarina birbirlerinin önünü kesmeden devam eden Firat ve Dicle, iste bu ilkleri ortaya koyan uygarliklarin dogmasina ortam hazirlayan, Mezopotamyayi bicimlendiren, ona yüksek uygarliklarin besigi olma niteliklerini kazandiran, bunlarin ötesinde isminin de belirlenmesine neden olan iki büyük nehirdir. Firat ve Diclenin sulariyla sulanan Mezopotamyanin bereketli topraklari uygarliklarin filizlenmesinde temel rolü oynasa da her yerde ayni özelligi göstermeyen arazi yapisi bu uygarliklarin cesitlenmesi ve gelismesinde dogrudan ve dolayli olarak önemli etkiye sahiptir.
