Kürt Kiziyla nice hayatlarin ama bize yabanci olmayan hayatlarin varligina
taniklik edecegiz. Mülteci yasamlarin sanildigi kadar renkli ve imrenilir
olmadigini, romanin coklu kahramanlariyla birlikte yasayacagiz.
Toprakla Sunun askini okurken kendi askimizi cesurca sorgulamaktan
kacinmayacagiz. Askta fedakarliga, sadakate yer olmadigini; dogrularimizin
cok da dogrular olmadigini görüp daha yasanilir, cikardan arinmis, vermeyi
önceligine almis aska dümen kiracagiz.
Ve söyle diyecegiz
Insan ask adina nice yanilsamali asklar yasamis megerse.
Dogru ask var mi, sorusuna da, Mutlak ask yoktur, her dönemin kendine
özgü asklari varmis. yanitini verip, bu asklari insa etmenin, yasamanin
cabasina girecegiz.
Kürt Kizi sadece bir ask romani, bir mülteci romani degil, sorgulama,
kendimizde kendimizi arama romanidir da.
Susma, susarak yakinlasma, susarak uzaklasma, konusma, konusarak
yakinlasma, konusarak uzaklasma romanidir da ayni zamanda.
Insani yasama tutunduran biraz da korkulariymis dedirtiyor yazar bize yol
boyunca.